21 Kasım 2010 Pazar

ALEMSİN SEN

Aşkım bitanem gün içinde o kadar "ah Ela şunu yaptı bunu yaptı bunu da yazayım" diyorum ama bir türlü fırsat olmuyor.
Şimdi bakalım hatırladıklarımı yazayım.
-Yürümüyor koşuyorsun.
-Ayakkabılarını getirip bana veriyor sonrada ayağını uzatıp ııııhhh diyorsun. Ayakkabı giymeye bayılıyorsun hatta.Bir sabah uyandım sen dolabın önüne oturmuş dolaptan da benim topuklu ayakkabımı almış giymeye çalışıyorsun.Biraz erken başladın diycem ama baban gibi sende ayakkabı hastası olacaksın galiba.Ayakkabını çıkarayım mı kızım diye sorunca da ıgghh ıggh diye cevap veriyorsun..
Hatta her dediğimi o kadar çok iyi anlıyorsun ki sorduğum sorulara istemiyorsan ıgghh ıggh diyerek hayır diyorsun evet ise de sesini çıkarmıyorsun.
"Kızım emziğin düştü alır mısın" "Şunu getir" "Bunu babaya ver" hepsini çok rahat anlıyorsun.


-Acıktığında mamma diyorsun.
-Uykun geldiğinde ise eee eee diyorsun.
-Bir şey yapmak için onay almak istiyorsan yada tekrarlamamı istiyorsan bir şeyi hıııı? diye soruyorsun.
- Müziğe karşı çok duyarlısın, hoşuna giderse kafa sallıyor hatta kendince dans ediyorsun.Bazen de bizim çıkardığımız bir melodiyi aynı tonda tekrarlıyorsun.
-Artık anneanne ve anne diyorsun. Anneanneyi anneden önce söyledin bu arada
-Burnunu temizlemek için otribebeyi kendin burnuna yerleştiriyorsun.
-Cindirella el çırpma oynunu hala oynuyorsun.
-Babanın sana yaptığı badi böçeği sende parmaklarını baba gibi yapıp ba ba ba diyorsun.
-Azı dişlerin çıktı.
-İstemediğin bir şeyi sana yaptırmak imkansız, ne istediğini çok iyi biliyorsun.
-En büyük hobin bu aralar kitaplıkta ki kitapları indirip tek tek bize getirmek.
-Baby TV seyrederken ki halin çok güzel. Bir programda " 1 kulübe 1 kemik 1 köpek " diyerek resimlerini gösteriyor senin sırası ile tepkin " diir, diir, hav hav"
-İlk defa korkmayı öğreniyorsun galiba.Dışarıdan gelen tıkırtıya, kapının açılmasına birde tv'deki garip maskeli adamdan ürküttün.
-Dün ilk defa sarıldın bana sıkı sıkı.
-Uyumak istemezsen kocaman ağlıyorsun.
-En sevdiğin oyuncaklar bu ara matruşka,ve ikeadan aldığımız tahta halkaları çubuğuna geçirmek.
-İlaç içirmek hiç sorun değil sana "aç ağzını kızım" deyince kocaman açıyorsun.

İşin en ilginç tarafı ne kadar yorulsam da kızsamda, uyutmak için çaba harçasamda 10 dk sonra seni çok fazla özlüyorum. Senin gelişimini görmek ve bizimle acayip iletişimde olman, bizi her gün hayretlere düşürmen çok zevkli.
İyi ki varsın bitanem.

2 Kasım 2010 Salı

Minik Ela Yürüyor

Benim minik kızım artık yürüyor! Evet annecim o kadar elimizden tutup bizi bir oraya bir buraya yürüttün aylarca şimdi ise tek başına pıtır pıtır yürüyorsun. Evet tutunarak bir koltuktan diğerine yürüyordun ama 26.10.2010 günü yani tam 13 aylık iken hiç bir yer tutunmadan yürümeye başladın.
Artık mutfağa yada kapıya gitsek bir bakıyoruz sen arkamızdan gelmişsin :))

17 Ekim 2010 Pazar

SON BOMBALAR

Tekli bambu koltuğun arkasına saklanıp benimle saklambaç oynuyorsun.
Biz karşılıklı oturunca birimizden diğerine tek başına 5-6 adım atıp gidiyorsun.Bunu ilk 4 gün önce Gökçe ile yapmışsın babaannede kalınca.
Daddy bugün seni öpmesin diye sana her yaklaştığında "aaaa" diyip ya tv'yi yada başka yeri gösteriyorsun, sanki onu kandırmak istiyormuşsun yada dikkatini başka yere vermesini istiyormuşsun gibi.
Annecim seninle çok küçükken 6-8 aylık gibiyken Gökçe ve Selina'dan öğrendiğimiz "cindirella" el çırpma oyununu oynuyorduk. Şimdi ellerine vurmam için ellerini açman bir yana "Cindirella bebek olmuştu şöyle ağlıyordu" deyince ellerini yüzüne götürüp ağlama numarası yaptığında şaşkınlıktan ölecektim. Sonra şarkının devamı " Cindirella anne olmuştu şöyle yapıyordu eeeee eeee eee" bölümünde sana kollarını bağlayıp bebek sallar gibi yapmayı gösterdim, şimdi her iki hareketi de doğru zamanda yapıyorsun. Ufff yaaa her anının kameraya almak lazım ama olmuyor ve ayrıca sen kamerayı görünce daha çok poz veriyorsun yada öylece bakıyorsun.
İyi ki varsın annecim.

12 Ekim 2010 Salı

SEVGİ YUMAĞIM

Minik kelebek,
2 gündür seni uyutup yatağına koyuyorum pat uyanıyorsun, sonra Daddy seni alıyor biraz oynayıp Daddy'nin kucağına gidiyor, öpücük yağmuruna tutuyor sonra başını omuzuna koyup uyuyormuşsun.Bende bu arada Hico'ya gidip çay içiyorum :)

Sabahları seninle uyanmak çok keyifli hele de saat 7 ve sonrası ise. Uyanıyor, Daddy ve bana bir sürü öpücük veriyor, kocaman sarılıyor ve kendini sevdiriyorsun. Eeeee böyle uyanmak süper oluyor annecim.

Geçtiğimiz hafta sonu Özlem & Egemenlere gittik annecim. Seni akşam onlarla bırakıp Daddy ile başbaşa Taksim & sinema keyfi yaptık. Geldiğimiz de mışıl mışıl uyuyordun ve o gece Özlem & Egemen ile yattın bizde Daddy ile deliksiz bir uyku çektik...
Sabah 10:30 gibi uyanıp senin sesin geliyor mu diye dinledim fakat evde çıt yok. Bir baktım ki sende yeni uyanmışsın. Nasıl oldu anlamadım ama hepimize kıyak geçtin :)

3 Ekim 2010 Pazar

ELA YİNE TATİLDE




Evet annecim biliyorum çok geç kaldım yazmakta ama ancak fırsat oldu inan. Ramazan bayramında Sevil Teyzelerle tatile gidelim dedik.Vee bizim biraz daha fazla tatil günümüz olduğu için seni de alıp Sevil Teyze ile erkenden gittik tatile,Daddy ve Hakan'ı burda bırakarak.
Neler mi yaptın.
-İlk gece Brezilya gecesiydi ve seni de geceye uygun giydirdik ama nerden bilirdik senin tüm gece gösterileri seyredip diskodan çıkmak istemeyeceğini :)
-Her öğün seni mama sandalyesinde masanın başına oturtup yemek yedik ve sen etraftaki tüm misafir ve görevlilere "gel" diyip gülücükler attın.
-Havuzda kolluksuz yüzmek isteyip, kenara da oturtunca Daddy'nin kollarına atladın.
-Animasyon ekibine bile kendini yürüttürdün.
-Basket şampiyonası gecesi gürültüden uyandık fakat mızmızlanmak yerine, pistte oynayanları seyretmek için parmağınla pisti gösterip hepimiz tek tek oraya kadar götürttün. Bizler istemeyince oraya gitmeyi başladın mızmızlanmaya,ve bu artık biz yorgun düşüp odaya gidinceye kadar da devam etti.
-En görülmeye değer, ve video'ya almadığıma pişman olduğum an ise Bayram sabahı Sevil sana ilk bayram hediyeni hemen uyanınca sana verdiğinde yüzünde dakikalarca süren heyecan ve seviç ifadesiydi. Paketi gördüğünden açıpta uyku arkadaşı hediyeni kucağına alıp sarıldığın o uzun süre boyunca resmen sevinç gösterisinde bulundun. Muhteşem bir andı.İlk defa elinle kendin bir şeyler yemeye başladın tatilde.
-Hakan'la bol bol Ela nerede oynadınız.
-Kumlarda doyasıya oynadın ve hatta tadına bile baktın.
Seninle tatil yapmak çok keyifli be minik cadı.

"ELA KAÇ YAŞINDA"? "Dİİİİ" (BİİİR)




Evet annecim Ela artık "diii" yaşında senin deyiminle.Ela kaç yaşında ? Biiir diye oyun oyun oynadık seninle,ve bir gün sen arabada sıkılınca yine sordum sana "Ela kaç yaşında"? diye daha ben 1 demeden sen "dii" dedin ve 15 dk boyunca ben yoruldum sen "dii" demekten yorulmadın.

Doğum gününde misafirler gelmedn 1,5 saat uyuyup 12:00 kalktın ve gece 9'a kadar hiç uyumadan partinin keyfini çıkardın.



Annecim bu ayın en güzel şeyi artık bizi yanaktan öpüyorsun, özellikle de Daddy'i.Daddy sabah sen uyandığında uyuyor ise üzerine yatıyor,kafasından tutuyor ve kocaman muuuaah diye ses çıkararak kocaman öpüyorsun.Öyle ki sanki sevgin dolup taşıyor o an.
Bazen de kuzenlerine gel diyip onlar da yanına gelince onları da öpüyorsun.

"ELA KAÇ YAŞINDA"? "Dİİİİ" (BİİİR)



Evet annecim Ela artık "diii" yaşında senin deyiminle.Ela kaç yaşında ? Biiir diye oyun oyun oynadık seninle,ve bir gün sen arabada sıkılınca yine sordum sana "Ela kaç yaşında"? diye daha ben 1 demeden sen "dii" dedin ve 15 dk boyunca ben yoruldum sen "dii" demekten yorulmadın.

Doğum gününde misafirler gelmedn 1,5 saat uyuyup 12:00 kalktın ve gece 9'a kadar hiç uyumadan partinin keyfini çıkardın.





Annecim bu ayın en güzel şeyi artık bizi yanaktan öpüyorsun, özellikle de Daddy'i.Daddy sabah sen uyandığında uyuyor ise üzerine yatıyor,kafasından tutuyor ve kocaman muuuaah diye ses çıkararak kocaman öpüyorsun.Öyle ki sanki sevgin dolup taşıyor o an.
Bazen de kuzenlerine gel diyip onlar da yanına gelince onları da öpüyorsun.
Henüz yürümeye başlamadın ama her yere tutunarak geziniyorsun evin içinde. En komiği de artık seni evin içinde arıyoruz.Çünkü yatağımızdan inip odanın içinde geziniyor hatta diğer odalara da emekleyerek gidiyorsun.Neyse ki merdivenlerden aşağıya inmeye hiç niyetlenmedin.
Çok dikkatli ve temkinli bir çocuksun,tehlikeleri sanki seziyor ve uzak duruyorsun.
Ama bir şikayetim var, ben sana bir şey yapmaman için Hayır dediğimde sen de yapmak istiyorsan ağlamaya başlıyorsun, ama o şeyi çok fazla yapmak istemiyorsan Hayır dediğimde yüzüme bakıyor ve yapmıyorsun yada en fazla bir defa daha o işe yeltenip Hayır deyip demiyeceği kontrol ediyorsun.
Hatırlarmısın annecim "Cindirella bebek olmuştu" diye bir tekerleme el çırpa oyunu oynuyorduk seninle çok küçükken? Sen şu an o tekerlemeyi hatırlıyor, el çırpma yerinde ellerini kaldırıyor, "cindirella bebek olmuştu,şöyle ağlıyordu" deyince de ellerini yüzüne götürüp "üü üüü üüü diyorsun!!! Ve tabiii ki ben şok!
-İlk yanaktan öpücüğü Gökçe'ye verdin,hatta ilk bye bye'ı da onlara yapmıştın.
-Uykun geldiğinde kucağıma yatıyor, ve aynı benim ve babanın söylediği tonda " Eeee eeee eh" diyorsun.
-İlk gerçek sütünü verdim ama sevmedin,bizde tekrar toz mama aldık ama ben nefret ediyorum bu toz mamalardan annecim yaa hadi artık koca kız oldun.
-Az pişmiş yumurtaya tost ekmeği batırıp yemeyi çok sevdin.
-Bal artık serbest ve ilk ballı ekmeğini bugün yedin.
-Hala çok severek "Ela nerde" oynuyorsun ve hala yüzünü kapatmak yerine kulaklarını kapatıyorsun.
Annecim iyiki varsın, sensiz hayat ne kadar renksizmiş.
Zaman öyle çabuk geçiyor ki inanamıyorum.Geçen sene bu günler evdeki ilk günlerindi,ben karnımı tutup yürüyor, seni emziriyordum, hatta anneanne bizimle kalıyordu senin bakımında bana yardımcı olmak için.Şimdi ise kocaman oldun, ne istediğini biliyor elinden geldiğince anlatıyorsun.Bazen yaptığımız oyunları o kadar çabuk anlıyor ve tepki veriyorsun ki şaşırıp kalıyoruz Daddy ile.
Annecim nice mutlu sağlıklı yıllara,hayatımızı şenlendirdiğin için çok teşekkürler sana...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

ZAMAN O KADAR ÇABUK GEÇİYOR Kİ AH BENİM HUYSUZ KIZIM

En son geçen ay bu zamanlar yazmışım annecim,1 koca ay ama neler sığdırdık ki bu kısacık 1 aya.
-Mersindeyken yatağın üzerinde 1-2 derken emeklemeye başladın.
-Mersinden gelmemize 2-3 gün kala çok fena ishal oldun ve geçmesi o kadar uzun sürdü ki anlatamam. Hoş senin keyfin yine yerinde idi fakat seni kucağımızda oturtmak bizim için büyük bir riskti:D
Mersinden gelince 1 gün evde kaldık ve ertesi gün Cunda için yola çıktık.Cunda bizim için tam bir hayal kırıklığı oldu hiç sevmedik.Esasında sen hastaydın birazcık ve yolda da Daddy ve bende birazcık rahatsızlandık. Cunda da deniz girdin, kamerada kendini seyretmen lazım annecim,simidinin içine oturmuş ayakların yere değdiği için Daddy'i denizin içinde kovalayıp durdun...
Cunda da 1 gece kalıp Erdek'e geçtik,dayı ve yengeye sürpriz yaptık!!! Ama gerçekten iyi bir sürpriz oldu...Erdek'te de 1 gece kalıp koşa koşa eve geldik,ve ertesi gün bakıcı ablamız Filiz işe başladı.Daddy'de tatil olunca seni ve Filiz'i bir kaç saat tek bırakıp alışverişe ve sinemaya gittik. Daddy ile başbaşa sinemaya gitmek çok güzeldi.
Ve geldi çattı ayın 16sı,Pazartesi iş başı.İlk gün sana görünmeden kaçtım evden ama 3. 4. günler benden ayrılmamak için feryat figan bağırdın.Bizde çareyi kahvaltıdan sonra seni Filiz ile sitede yürüyüşe çıkarmayı bulduk fakat bu da son günlerde işe yaramıyor...
3-4 gündür ateşin var ondan huysuzsun diye düşündük fakat dün doktora gidince ateşinin normal olduğunu fakat aynı anda 4 diş çıkardığını bundan huysuz olabileceğini söyledi Ender Amca.
Öyle huysuzsun ki annecim ne istediğini anlamıyorum, oyuncaklar işe yaramıyor, TVde, biraz yürüyorsun ondan da sıkılıyorsun,dışarı çıkıp geliyoruz ama o da kesmiyor. Daddy'e bile kısa süreli gidiyorsun ve sonra bana gelmek için çırpınıyorsun. Ah benim yapışık ikizim umarım dişlerin çıkınca bu huysuzluğun da uçup gider.
Seninle artık kısa zaman beraber olabiliyoruz annecim bu zamanda da güzel vakit geçirmek lazım ama böyle huysuzlukla olmaz ki.
5te işten çıkıyorum yada 5 gibi evde oluyorum eee sende en geç 8 gibi uyuyorsun :( Daddy tabi alışık buna ama benim için yeni bir durum. Seninle 24 saat beraber olduktan sonra günde 4-5 saat beraber olmak çok garip geliyor.Hatta üzücü.
Bu arada senin rahatsızlığından dolayı ilk gün beni yataktan attınız, daddy ile beraber yattınız, iki gündür de sen ile ben beraber yatıyoruz. Ama her iki durumda da iki kişilik yatağın tamamını bir şekilde kaplıyorsun bizde bir köşeye büzülüp uyuyoruz..Eeee tabii bir de burnun tıkalı olduğu için hafiften horluyorsun :D Horlaman çok şirinde annecim nefes alamayınca uyanman ve ağlaman çok can sıkıcı.
Hadi annecim dön artık eski Ela'ya

16 Temmuz 2010 Cuma

Taklitçi Kızım Benim

Annecim, şu an Mersin'de anneannelerle yazlıktayız. Sen tam bir bıdık oldun. Buraya gelmeden önce bye bye yapıyor ve gel gel diyordun bir yandan da ellerini açıp kapayarak.
Tam buraya gelmeden önceki gün seni babaanneye bırakıp okula gittim.Geldiğimde komşularının oğlu İsmail ile yere oturmuş kafaları tokuşturuyordunuz iki inatçı keçi gibi.İsmail 11 aylık olduğu için rahatlıkla emekliyor, alkış yapıyor,ve koltuklara tutunarak yürüyordu. Akşam üzeri sen Elif ablanın kucağındayken birden bire alkış yapmaya başladın, Elif ablanda tam tam tam diyerek sana tempo tuttu. O ne zaman o temposu söylese sen elinde ne var ne yok atıp alkış yapmaya başladın. O kadar komiktin ki, öyle bir telaş ile elindekileri atıyorsun ki alkış çalmak için. Aynı gece ve sabah sana "Hadi kızım clap clap clap" dediğimde yine alkış yapmaya devam ettin. O gün bugündür her clap'i duyduğunda alkış çalıyorsun.
Eveeeet sonunda geldik Mersin'e. Herkesi görmek çok güzel, sen kucaktan kucağa geziyorsun. Herkes bir seni bir Burak'ı alıyor kucağına.
İlk gün ben Burak'ı sevmek için kucağıma aldığımda sen dudağını büzüp ağlamaya başladın:) Anneanne ise seni kucağına aldığında Burak yürüteci ile koşa koşa gidip anneannenin bacağına sarıldı, beni de al kucağına diye.
İlk günler o kadar komiktiniz ki, birazcık birbiriniz kıskandınız galiba, ama şimdi birbirinizi gördüğünüzde kahkahalar atıyorsunuz. En güzeli ise aynı anda uyuyor, aynı anda uyanıyorsunuz, bu da teyze ile bana dinlenme fırsatı veriyor.
Cumartesi & Pazar dayılar buradaydı demiştim ya, Gülümser yenge sana öpücük atmayı öğretti!!! Dudağını büzüp dilini şaplatarak öpücük atıyorsun, en çokta teyzeye.
Aaaa yazmayı unuttum alkış yapmayı öğrendiğini günün sabahında yatakta oturmuş sana clap derken sende 2 defa clap dedin,p harfini hafiften yutarak.
Bu arada ben gece 2-3'e kadar oturup kitap okuyup sabah uyanamadığım bir gün teyze sizi yere oturtturup flüt çalmış, sonrada sana vermiş ve sende eline alıp üflemişsin, hatta ses bile çıkarmışsın ;)
En büyük derdimiz ne biliyor musun, o kadar çok yürümek istiyorsun ki, artık iki büklüm olmaktan belim ağrıdı ama sen büyük bir zevkle uykun olsa da yürümek istiyorsun parmaklarımdan tutup.Birde merdivene veya bir engele geldiğimizde ayağını kaldırıp engeli aşıyorsun ve vücudunu çevirerek nereye gitmek istiyorsan bize yön veriyorsun.div>
Dişimizin bir tanesi de geldi bu arada.div>
Daddy ne yapıyor acaba? Seninle 2,5 ay beraber olunca şimdi evde yokluğunu bayağı hissediyordur galiba.div>
Düşünüyorum, öğretsem öğretsem daha sana ne öğretsemdiv>
Ah ah nasıl unuttum en büyük inadını senin. Yatakta tam uyuyorsun, diyorum işte tam daldı sen hooooooop kalkıyorsun dizlerinin üzerine sanki emekleyecekmiş gibi ama destek alıp yataktan hop oturuyorsun, sonra benim dizlerimi bulup oradan destek alıp ayağa kalkmaya çalışıyorsun.Ben seni geri yatırıyorum, hafif mızıldanıyorsun, yine dalıyorsun uykuya sonra yine ayaklanıyorsun ta ki yorgun düşene kadar.div>

div>

31 Mayıs 2010 Pazartesi

8 AYLIK ARTIK BENİM KIZIM

Annecim 8 aylık oldun artık, kocaman oldun gerçekten. Zamaan o kadar çabuk geçiyor, sen o kadar çabuk büyüyorsun ki. Amsterdam'a gittiğimizde minicik gülücükler attın diye seviniyorduk, şimdi neler yapıyorsun. Son iki gündür favori hareketin burnunu kırıştırp, gözlerini kısıp hııhııı yapmak.Hani çocuklara "çirkin ol"derlerde onlarda yüzlerini buruşturur ya işte öyle.Fakat çirkin olmak bi yana o kadar şirin oluyorsun ki Daddy ile bizi tüm gün eğlendiriyorsun :)
Ama tek bir şikayetim var bu ay, resmen 8.ayını doldurur doldurmaz huy değiştirdin. Hiç yatmak ve oturmak istemiyorsun, hep ayakta olmak istiyorsun. Altını değiştiriken bile!!
Bizde bu duruma çare ne kadar karşı çıkmış olsamda başta, doktorumuz ne kadar yürüteç istemiyorum desede sonunda sen yendin bu savaşı ve Özcan abi yürüteç getirdi. İlk önce ayakta durdun ama şimdi pıtır pıtır gidiyorsun sağ sola. En güzeli de yönünü tutturamıyorsun, yüzün kapıya bakarken bize gelmek istiyorsun ama ters yönde olduğumuz için dönmeden bize gelmeye çalışıyorsun, eh gelemeyince de kızıyorsun.
Bu ay ne yaptık?
-Sevil teyzede balığın tadına baktık
-Erik yemeye çalıştın ne kadar ekşi olsa da
-Sana akşam muhallebi yedirmeye çalışırken bir akşam sarmayı diğer akşamda turşuyu tercih ettin bizde sana onları verecekmiş gibi yapıp kandırıp muhallebini yedirdik.
-Daddy hala evde ve bugün tıraş oldu 1 aydan sonra.Bana ilk başta çok garip geldi ama sen hiç yadırgamadın.
-İnternette bu ay bizleri taklit etmeyi deneyeceğin yazıyor bakalım napacaksın.
-Hmmmm birde bu ay yabancıları seçermişsin ama şu an herkese mavi boncuk dağıtıp, herkesin kucağına gitmeye çalışıyorsun, yabancılık çekmiyorsun hiç.
Geçen gün daddy'nin işlemleri için SGK'ya gittik orada daddy'nin kucağında otururken bende işlemleri halletmeye gittim bir geldim sen bir ablanın kucağında keyif yapıyordun.
Kendini kucağa aldırmak için öyle şirinlikler yapıyorsun ki, sonunda hoooop kucaktasın yine.
Bir de bu ay Vildan abla gitti ve bundan dolay ben çok zorlandım. Babaannelerde tatile gidince ben okula giderken seni bırakacak yer bulmak çok zor oldu.
Bir gün Gülay teyze geldi yardıma, hem evi temizledi hem sana baktı ama akşam eve geldiğimde bana o kadar yapıştın ki, sanki tüm gün ayrı kalmak hiç hoşuna gitmemişti. Kucağıma otturtuğumda bile yakama yapışıp yüz yüze bakmak istiyordun. Bende dayanamayıp ikinci gün seni okula götürdüm ve öğretmen görüşmeleri arasında yanına geldim senin. Bakalım bıdık Ela sana bakıcı bulacak mıyız, ben seni işe giderken bırakabilecek miyim? Düşünmek istemiyorum, çok zor olacak sanki, ama bir yandan da 1 sene daha evde oturmakta zor. Bakalım napcaz annecim

9 Mayıs 2010 Pazar

ILK ANNELER GÜNÜM

Annem teşekkür ederim hayatımda olduğun için, hayatıma, hayatımıza renk kattığın için.
Öyle güzel ki varlığın, gün içinde ne kadar yorulsam da sen uyuyunca seni özlüyorum.
En güzeli de derin uykuya dalınca kafanı arkaya doğru yatırıp dudaklarını hafif öne doğru çıkarıyorsun ya ömrüme ömür katıyorsun.
Düşünüyorum da sen daha 7,5 aylıksın ve biz daddy ile bu kadar deli oluyoruz yaptığın şeylere, ama daha konuşamadığın, yürümediğin halde biz senin için bu kadar deli oluyorsak daha sonra ne yapacağız bilmiyorum.
İyi ki varsın, iyi ki annenim.

BABANIN AYAĞI UFFF OLDU

27 Nisan'da oldu esasında babanın ayağı uff ama ben ancak vakit buldum sana yazmaya. Salı günü idi baba akşam maçım var dedi ve giderken "bak sakatlama kendini Kürşat gibi "dedim ve daddy de tek yaptığı sporun bu olduğunu söyleyerek gitti, biz seninle evde tv seyrettik ve sen uyudun. Saat 10 gibi daddy geldi ve yukarıdan Betul diye seslendi. Bende sen uyanma diye şşşşşşşşşşş yaptım daddy'e. Sonra bir çıktım baktım ki ayak sargıda, hastaneden geliyor. Doktorlar ameliyat demiş, hemde ertesi gün için. Biz panik olduk ve inanmak istemedik. Aklımıza Egemen abi geldi, onu aradık acaba gerçekten aşil tendonu kopmuşmudur, ameliyat gerekir mi diye. Egemen abi de biz durumu anlatınca hazırlıklı gelmemizi, onlarda kalabileceğimizi ve ameliyat olabileceğini söyledi. Eh düşün annecim ben daddy'e biraz başım ağrıyor diye naz yapayım derken o gece 3ümüz için ne olur ne olmaz diyerek eşya hazırlamakla geçti, hemde o baş ağrısı ile. Ertesi gün dede bizi alıp Taksim İlkyardım Hastanesine götürdü, ve Egemen abi ile arkadaşları daddy'nin ayağına bakıp ameliyat gerekeceğini söylediler. Sen ne mi yaptın bu süreç içinde? Seni hastaneye almadıkları için Özlem,ben ve babaanne dönüşümlü olarak arabada sana baktık. Arabada altını değiştik, uyuttuk ve mamanı yedirdik.


O geceyi Özülerde geçirdikten sonra daddy ertesi sabah ameliyat oldu :( Sen o günü ve o geceyi Özlem ile geçirdin. Ara ara telefon açıp sordum nasılsın diye ama hepimizi şaşırtacak kadar çok yemek yiyip, 45 dk olan uykularını 1,5 saate çıkarmışsın. Annecim ya eğer Özlem & Egemen olmasaydı ne yapardık acaba? Seni kime bırakırdım yada bıraksam hem sana hem daddy'e yakın nasıl olurdum? Dedim ya annecim seninle ilk defa ayrı yattık ama içim o kadar rahattı ki, eee daddy'i de bırakınca Egemen abi hastanedeydi o yüzden de içim rahattı.Bi de evi biraz ele geçirdin galiba annecim, mutfakta mamaların,oda da valizin, salonda C yastığın :P
Bu arada esas bebek daddy galiba annecim, o benim yokluğumu senden daha çok hissetti galiba.
Cumartesi günü daddy hastaneden çıktı ve bir süre alçıda kaldıktan sonra ayağı, şimdi robocop çizmesi ile geziyor. Daha doğrusu yatıyor.
Bir an önce düzelsin daddy de gezelim. Yaz geldi annecim gezmek lazım.


HE HE HEEEEE



Bu aralar neler ile bizi gülmekten öldürüyorsun?
-Baba sana farklı tonlarda "heeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee" "he he heeeeee" diyor ve sen de aynen taklit ediyorsun.
-Bugün Kürşat'ın kravatından yukarı doğru tırmandın. Ne kadar sana yüz vermemeye çalışsa da zorla çocukcağızın üzerine tırmanıp kendini kucağa aldırdın.
-Daddy'nin göbeğine vurup o gülünce çılgınlar gibi kahkaha atıyorsun.
-Uyuma vakti gelince örtüyü başına çekince ben "Ela nerdeeeeeeeeeeeee?" diyorum sen de gülerek yüzünü açıyorsun.
-Emeklememekte direniyorsun ama döne döne evin içinde tur atıyorsun.
-Baba kaloriferin yanında yatıyor ya sende onun kucağına gidince kaloriferin üzerine oturuyorsun, elinle de perdenin ipini tutarak. Eh be aşkım yerde desteksiz otururken düşüyorsun ama kaloriferin üzerinde nasıl bu kadar desteksiz oturuyorsun anlamıyorum.
-Ben sana "Ela ben küstüm" diyip başka yere bakınca sen ses çıkarıyorsun. Ben sen çıkarınca sana bakıp "Barıştıııım" diyorum ve sen buna çok seviniyorsun.
-Bu güne kadar elinde kumanda yada telefon alan çocukları sevmezdim ama sana bu aletleri vermediğimiz halde sen o kadar eşyanın arasından gidip kumanda ve telefonu istiyorsun.
-Özlemin omuzuna başını dayayıp uyumaktan galiba artık başını omuzumuza dayayıp TV seyrediyorsun yada öylece duruyorsun, kollarınla da kocaman sarılarak. En çok daddy bu durumdan hoşnut.
-Saçlarımdan yada yanaklarımda acıtırak çekip beni kocaman öpmeye çalışıyorsun.

26 Nisan 2010 Pazartesi

7 YEDİ AYLIK BENİM KIZIM 7


Boy: 66 cm Kilo:6920. Kilomuz biraz az ama sağlığın yerinde, kıpır kıpırsın.
Birkaç gündür C yastığın içine seni oturtturunca önündeki oyuncaklarla oynuyorsun. Bu da bana ev içinde kendime zaman ayırmama fırsat veriyor.
-Ela diye sana seslenince başını çevirip bakıyorsun
-Ge ge ge ge diyorsun
-Suluğunu verince ağzına alıp şarkı söylüyorsun
-Her sabah 7 de Daddy'i giyinirken seyredip ona gülücükler atıyorsun.
-Espiri yaptığımızı anlıyor ve karşılık veriyorsun. Mesela geçen gün "küstüm ben sana" diyip başka yere bakıyorum sen elini ayağını oynatıp bir de hııı hıı deyip ilgimi çekmeye çalışıyorsun. Ben sana bakıncada kocaman kahkaha atıyorsun.
Baba ile karşılıklı oturunca sen ayağını kocaman yere vuruyorsun babanın seni taklit ettiğini görünce oyuna devam ediyorsun hatta baba aynısını yapsın diye bekliyorsun.
-Teyze sana cimcime cimcime deyince hoşuna gidiyor.
-Hala elimi tutarak uyuyorsun gündüz ve gece. Hatta tüm parmaklarını kapatıp sadece işaret parmağını uzatıp okşamamı istiyorsun. Bu Daddy ile aramızda artık bir şaka oldu. Bende bebek iken anneannenin elini tutup uyurmuşum. Hatta anneanne hep derdi " kolum üşürdü, üzerine battaniye örtüp senin elini tutardım" diye.Sen de bana benzemişsin galiba.
-Daddy ile benim her yerim senin tırnak izlerin ile dolu.
-Burki geldiğinde birbirinizin emziklerine saldırıp durdunuz, sonunda teyze emzik yarışı düzenledi size :)
-Bu akşam ilk defa yüz üstü uyudun.
-Seni çok seviyorum. Çok garip tüm gün beraberiz ama sen uyuyunca seni çok çok özlüyorum.
-Hala çok geziyoruz ve sen de bu durumdan çok memnunsun.
Ufff ufff her seferinde elinin boya ile izini çıkaracam diyorum kaç aydır ama hep kalıyoru hep kalıyor.

28 Mart 2010 Pazar

Şapur Şupur Yiyelim


Amsterdam maceramız esasında 2009 Ağustos'ta başladı, sen daha karnımdayken.
Daddy bir gün işten geldikten sonra KLM havayollarının promosyonu olduğunu ve gitmek isteyip istemediğimi sordu. İlk önce karar veremedik çünkü sen 5 aylık olacaktın, orası soğuk olacaktı,seninle uçak seyahatini göze alamıyorduk. Ama Daddy dayanamayıp biletlerimizi aldı, hatta senin ne zaman doğacağını bilmediğimiz için 1 Ekim yazdırmıştı doğum tarihini :)
Biletleri aldık ama eğer seninle gitmeyi göze alamasak ya Daddy tek gitecekti yada hep beraber gidip, Daddy ileAmsterdam'da dönüşümlü gezecektik. Eeee annecim nerden bilelim senin bizden çok gezmeye meraklı olacağını di mi...Ve o gün geldi çattı.Otelimiz çok merkezi bir yerde idi ve yoruldukça yada elimiz kolumuz çok dolunca otele dönüyor biraz dinleniyorduk.
Sen neler mi yaptın orada? Arabanda tıngır mıngır uyudun biz gezerken, etraftaki insanlar konuştukça sanki onları anlıyormuş gibi dikkatli dikkatli dinledin,sabah kahvaltıda elimdeki yiyeceklere saldırdın ve orada yetişen bir meyve sana tattırdığımda şapur şupur yedin.
Evet minik Ela hanım,Amsterdam gezisi esasında sana yaradı çünkü hoşumuza giden herşeyi aldık sana.İki alışveriş merkezinde de sadece bebekçileri gezdik durduk ama çok zevkliydi.
Pasaport kontrolündeki polis bebeğin ilk uçak seyahati mi diye sorduğunda "Hayır 8. uçak seyahati" dedik.
Eee gezgin anneyle baba olunca durum böyle oluyor.

28 Şubat 2010 Pazar

HIZLA BÜYÜYORSUN



30 Ocakta Serhan dayı ve Gülümser yenge (fındık yenge) Ankara'da nişanlandılar. Sen de nişan günü fındık yengenin sana hediye aldığı tulumu giydin. Herşey çok güzeldi, herkes o kadar cana yakındı ki hiç yabancılık hissetmedik. Sen ve Burak bir o kucakta bir bu kucakta gezip durdunuz. O akşamın en güzel kızı sendin, tabii yengeden sonra. :P

Bitanem, zaman öyle çabuk geçiyor ki, bak 5 aylıksın.
Öyle garip bir duygu ki senin bana hissettirdiğin...
Tüm gün beraberiz seninle. Genellikle sabah 7'de babanla aynı dakikalarda uyanıyorsun. Babanın yataktan kalkması ile seni yanıma alıyorum. Hava karanlık olmasına rağmen babanı seçebiliyorsun ve uykulu uykulu babayı seyredip gülücükler atıyorsun. Sonraki 1 saat boyunca yanımda yatıp ellerimle oynarken uykuya dalıyorsun tekrar. (Neden benim ellerimle bu kadar oynamayı seviyorsun merak ediyorum). Saat 9-10 gibi birlikte uyanıyoruz ve gün başlıyor bizim için. Dedim ya, 7:30'dan sen akşam uykusuna yatana kadar tüm gün beraberiz, ama yine de seni özlüyorum. Daha çok sarılmak, daha çok oynamak, seni daha çok yaşamak istiyorum.
Bu ay doktor kontrolümüzde 63cm ve 6170gr olduğunu öğrendik. Boy ve baş çevren güzel ama doktor amca "kilosu biraz az" dedi. Böylece artık ek gıdalara başlamamızı istedi.
Sabah 10'da meyve püresi, 12'de sebze çorbası, 4'te ev yapımı yoğurt (hala tam olarak tutturamadım) ve 9'da muhallebi. Tabi aralarda mama ve anne sütü. Ben bunları duyunca Filiz yengeye "eh artık ben evden hiç çıkamam" dedim. İlk gün elmanı rendeledim, sebze çorbasını pişirmeye başladım ve aynı anda yoğurt makinesine yoğurdunu attım. Eeee, peki sen bunlardan ne kadar yedin? En fazla 10 çay kaşığı. O da yalnızca çorbadan. Şu ana kadar en sevdiğin armut oldu. Tabii anne baba gezgin ya, hemen "dışarı çıkarsak napıcaz?" diye düşünüp hazır bebek yoğurdunu ve sebze çorbasını keşfettik :)
Bu arada ayın 25'i itibarı ile yer halında, yatağında fırıl fırıl dönmeye başladın. Ama öyle ki, nasıl döndüğünü merak edip seni seyretmeye başlayınca hiç bir şey yapmıyorsun. Başka bir işe dalıp tekrar sana baktığımda başın ayaklarının olması gerektiği yerde, ya da bacağın yataktan aşağı sarkıyor oluyor. Aferin benim hareketli kızıma :)

Bu arada şimdiden söyleyeyim, salı günü Amsterdam'a gidiyoruz.
Oradaki maceralarımızı da daha sonra yazıcam.

17 Ocak 2010 Pazar

BU AY BENİM KIZIN NELER YAPABİLİYOR?

Neler yapabildiğini söylemeden önce 3.ay kontrolümüzden bahsedeyim sana. Evet annecim yine doktor değiştirdik ama sana söz, bu son. Ender amcaya, Selina & Emirhan'ın doktoruna götürdük seni Filiz Yenge ile. Doktor amca gelmeden yatırdık seni yatağa, sen de etrafına bakınıyordun "Hmm, burası da neresi?" der gibi.
Ender Amca seni orada yatıyor görünce "Dur söyleme; bu kız çok akıllı, hiç ağlamıyor di mi? Çok uslu bir bebek" dedi ve ekledi "Ben bebeği yatağa yatışından tanırım diye" Seni uzunca kontrol etti. 4 cm uzamışsın ve 540 g almışsın.
Beni en çok şaşırtan seni 90 derece dik bir şekilde yatağın üzerinde oturtmasıydı. İçim bir hoş oldu. Hem çok bakmak istedim hem de gözlerimi kaçırmak. Sanki sen oturmak için daha çok miniktin, benim minik bebeğimdin henüz. Bir kaç hareket daha yaptırdı ve "Anne seni hep yatırıyor mu tembel kız?" dedi adım atmak istemeyince sen. Biz çok sevdik Ender Amcayı.

Bakalım neler yapıyorsun bu ay:
-Ellerini tutup izliyorsun
-Dilin kocaman dışarıda
-Kahkahaların çoğaldı.
-Daddy sana "Çok güzelsin sen" yada "Kimin kızısın sen?" deyince kocaman gülüyorsun
-Hickory Dickory Dock şarkısında bacaklarından yukarı gıdığına doğru parmaklarımı yürütünce gülüyorsun.
-Latif Amcanın aldığı bebeği tutup ağzına götürüyorsun
-Uyurken veya emerken parmağımı tutuyorsun
-Yan yatırmak istediğimde eğer hemen uyumak istemiyorsan yay gibi geriye gidiyorsun.
-Emdikten sonra başını geriye atıp yada diğer tarafa bakıp keyif yapıyor, canın isterse geri gelip devam ediyorsun.
-Artık kucağımda olmanın ne demek olduğunu çözüyorsun, bazen yatağına bırakınca ağlıyorsun
-Hala kaşlarını okşayınca uykun var ise gözlerini kapatıyorsun
-Sabaha karşı emziğin düşerse hemen geri istiyorsun fakat gündüzleri ve gece emziksiz -uyuyorsun.
-Altını açmam hoşuna gidiyor
-Aguu, gaa, bgaaa sesleri çoğaldı ve geveze olma yolundasın
-Banyoyu halen çok seviyorsun ve seni artık tek başıma yıkayabiliyorum
-Eskisi kadar Daddy'nin göğüsünde hareketsiz yatmıyorsun. Daddy seni en çok göğsunde tutmayı seviyor, ama sen yatmayınca bu duruma çok üzülüyor :)
- Bazen başını iyice bana doğru bastırıp "Beni kimseye verme, hep kucağında kalmak istiyorum" der gibi yatıyorsun
- Minicik parmağını emziğin sapına takıp ağzından çıkarıyorsun

Little Aussie



Almanya'ya uçamama durumumuzdan sonra, Daddy başımın etini yedi "Formları doldur" diye.. Eee, haklı aslında. Ben senin başvurunu zamanında yapmış olsaydım Pasaportunu almış olacaktık ve böylece Almanya'ya gidememe gibi bir durumumuz olmayacaktı.
Neyden mi bahsediyorum? Senin Avustralya vatandaşlığından.
Evet bitanem, 16.01.2010 tarihi itibarı ile artık hem Türk hem de Avustralya vatandaşısın.
Off annecim, bazen düşününce hiç olmayacak sanmıştım. Çünkü Ankara'daki Büyükelçiliğin vize bölümüne telefonla ulaşmanın hiç bir imkanı olmadı ve formu doğru mu doldurdum, ondan bile emin değildim.
Fakat formlar onlara ulaştıktan sonra orada çalışan ablalar arayıp nelerin eksik olduğunu, hangi belgeleri göndermem gerektiğini bildirdiler. Böylece en son geçtiğimiz Pazar günü son bir kaç belge daha isteyip adresimizi teyit ettiler. İnanamadım, resmen işler istediğimiz gibi gidiyordu. Ve bugün minik sertifikan geldi. Üzerinde "Citizen of Australia" yazıyor.
Şimdi sıra pasaportunu almakta... Ve sonra da, ver elini Amsterdam!!! :)

Anne Sinemaya, Ela & Daddy Starbucks'a


Bu aslında bir hayaldi, ama gerçekleşti. Sen hayatımıza girdikten sonra çok rahat alışveriş merkezlerine, tatile, gezmeye gittik ama tek yapamadığımız sinemaya gitmekti. Eee artık sen varsın diye Sevil & Hakanlarla sinema akşamları bir süreliğine askıya alınmıştı. Sakın üzülme, biz bu durumdan şikayetçi değiliz. Esasında seni sinemaya götürsek, senin bize hiç bir zararın olmaz eminim. Ama yine de senin minik kulaklarına yazık annecim. O yüzden daddy ile ayrı ayrı sinemaya gitmeye karar vermiştik. Daddy gitti ama ben seni bırakmaya cesaret edemedim. Daddy beni cesaretlendirip 3 saatlik Avatar filmine Sevil teyzenlerle gitmemi istedi, çünkü çok seveceğimi biliyordu.
Biz film saatinde seni Daddy'e teslim edip filme girdik. Daddy ile anlaşmıştık, bir sorun olursa mesaj gönderecekti. Film başladı, ilk yarı bitti, patlamış mısır ve kola almak için sıraya girdik (Ufff çok özlemişim bunu dedim). Senin durumunu merak edip Daddy'e telefon açtım, o bana mesajla cevap verdi:
Daddy: Ela sütünü içti, şimdi uyudu. Starbucks'tayız, herşey yolunda.
Me: Inanmıyorum! sütü içmesi zor oldu mu?
Daddy: Babasını hiç üzer mi bu melek?:) Çok kolay oldu, şahitlerim var. Gelince anlatırım.

Filmin bitiminde buluştuk ve daddy anlattı. İlk önce okumak için birşeyler almaya, D&R'a girmişsiniz. Orada çalışan abla ve abiler seni Daddy'den almış ve Daddy'e "Rahatça alışveriş yapabilirsiniz, Ela'ya biz bakarız" demişler. Seni eğlendirmek için sana kitap bile okumuşlar. Daddy kitaplarını dergilerini alıp geldiğinde ise onu CD'lere yönlendirmişler, "Siz biraz daha gezin" demişler. Hmmm, bir de seninle hem tek tek, hem de toplu resim çektirmişler. (Eğer bulabilirsem o resmi abilerden istiycem senini için)

Sonra kahve içmek için Starbucks'a gitmişsiniz ve yine oradaki abiler de çok yardımcı olmuşlar Daddy'e.
Biraz oturduktan sonra bi abla bakmış size doğru, sonra yanınıza gelip sormuş "Bu Ela bebek mi?" diye. Daddy çok şaşırmış, ama abla "Ben Beyza'nın kardeşiyim" diyince anlamış seni nereden tanıdığını. Beyza ablanın kardeşi sizinle konuşurken bir abi gelmiş, o da sormuş "Ela'nın babası di mi?" diye. Bu sefer daddy bi kere daha şaşırmış. O abi de Beyza ablanın kardeşinin erkek arkadaşıymış :) (Oyy uzun cümle oldu di mi annem?) Beyza ablayı aramışlar bu güzel tesadüfü haber vermek için ama Beyza abla uzaktaymış sanırım. Sonra hep beraber oturup sohbet etmişsiniz. Abla & abi gidince başka bir abla gelmiş Daddy'nin yanına. Önce "Koltuk boşsa alabilir miyiz?" demiş. Hemen sonra tekrar gelip "Biliyorum, çok oluyoruz ama, bebeği de alabilir miyim?" demiş :) Seni istemiş kucağına, ama belirtmiş de ellerinin temiz olduğunu, çünkü onun da ablası hamileymiş ve hiç bebek tutamam diye düşünüyormuş. Hopp almış seni götürmüş ablasının yanına, sevmişler seni.
Daddy rahat rahat gazetesini okumuş. Sonra sen bi çığlık atınca vermişler Daddy'e, o da senin altını değiştirmek için bebek bakım odasına gitmiş. Orada da karşılaşmış bir çiftle. Bi de espiri yapmış onlara:"Emzirmiyorum, sadece altını değiştiriyorum içeri gelebilirsiniz" diye :))

Sen Daddy ile birlikte böyle gezip eğlenirken, bizim de 3 saatlik film maceramızın sonu geldi. Çıkışta buluştuk ve bu hikayelerinizi dinledik. Sonra sen uyurken biz de kahvelerimizi içip evimize doğru yola çıktık.
İyi uykular Ela Bebek. İyi ki varsın.

3. Ayımız Neredeyse Bitti

Uykum var uykum var ah benim canım uykum var :)

Anne hep uykulu di mi aşkım, sen esasında super uyuyorsun hatta bence daddy ve ben bu konuda çok şanslıyız. "Eyvah Ela bizi bu gece uyutmayacak" dediğimizde bile sen 12:30 gibi uyumuştun.(Maşallah maşallah).
Bir kaç hafta önce Ebru teyzenin bahsettiği kitabı aldım ve böylece uyku ve mama saatlerimizi birazcık değiştirdik ve bir rutine girdik senle ben.
Ama 2 sorunumuz var bıdık :
1. Sabah 7'de kalkıp 8:30'ta yatman gerekiyor fakat ne sen ne de ben 8:30'a kadar uyanık kalabiliyoruz :)) Sabah 7'de daddy yataktan kalkınca hoop seni yanıma alıyorum mama zamanı -ki bazen onu da uyuyarak geçiriyorsun-eğer uyanıksan da en geç 8'e kadar dayanıyoruz sen ve ben. Mışıl mışıl uyuyoruz yan yana, daddy'de gelip işe gitmeden ikimize de bir öpücük verip işe gidiyor, bizde bir sonraki mamma saatine kadar (10:00) uyuyoruz.
2.Her 3 saatte bir 1,5 saat uyuman gerekiyor bıdıkım ama sen 45 dk uyuyorsun ve bir sonraki 45 dk kucağıma alırsam uyuyorsun..Geçen hafta tam bir kucak kuşu olmuştun.2dk için yatağına bıraksamda ağlamaya başlayıp emziğini verince susuyordun.. Bir de emziğini atıp ağlama numarası yapıyorsun çünkü artık emziğini vermek için geleceğimi biliyorsun.
Bu iki sorunu da hallettik mi oooh değmesin kimse keyfimize..