11 Aralık 2009 Cuma

PAMUKÇUK OLMUŞ BENİM KIZIMIN AĞZI

Uffff aşkımm uffff. Pamukçuk olmuş dedi doktor amca ve ilaç yazdı. İlk duyduğumda o kadar önemsemedim ama sonra araştırınca ağrı yaptığını öğrendim. Bi de bazen böyle yeşil noktalar oluyor dilinde o zaman daha da üzülüyorum. İlaç veriyoruz sana, bide dilini karbonatlı su ile siliyoruz.
İlk karbonatlı su + gazlı bez ile sileceksin dediklerinde "Nasıl yaa, nasıl yapcam "diye düşündüm. Ama süper bebek sen resmen ağzını açıp dilin silmeme izin veriyorsun, hatta bazen gülücük veriyorsun sanki beni teselli etmek için..
Bakalım o pamukçuk mu inatçı, Ela ile annesi mi????

SUPER KIZ OYUNCAĞINI SEÇTİ


-Daha sonra oyuncağın resmi eklenecek-şu an kalkıp resim çekmek ve buraya eklemek için çok tembelim, esasında gece 1:30 Ela uyuyor ama ben delilik yapıp uyumak varken oturmuş burda blog yazıyorum-

Düşününce var ya sen süper ötesi bir bebeksin. Maşallah maşallah, kendi nazarım değecek sonunda ama seni takdir etmeden edemiyorum. Dün,Forum Istanbul'a gittik ve saatlerce dışarıda kaldık.
Sen o kadar tatlı o kadar usluydun ki anlatamam. Sadece, benim senin karnını doyurma konusunda daha duyarlı olmam lazım. Dışarı çıktığımızda..Bazen 2 saati geçiyor dalıyorum, bazen sen arabanın içinde uyuyorsun. Bende uyanınca emzirim diyorum sonra yine erteleniyor, bende sonra çok üzülüyorum.

Her neyse oyuncakçıya girdik, üzerinde 0+ yazan bir oyuncak gördüm ve merak ettim gerçekten 0+ yaşa hitap ediyor mu diye. Düğmesine bastım ve sana gösterdim. Sen heyecanlandın ve gülücük attın. "Yok olmaz, tesadüftür" dedim ama 2 defa daha denediğimde de gülmeler,agular, ayaklarını çırpmalar devam edince daddy'e gösterdim. Kızımız ilk oyuncağını seçti diye biz çok sevindik.
-Başka oyuncakta denedim ama tepki alamadım-

BERLIN OLMASA BELEK

Ayın 2sinde valizlerimiz toparladık, gece Berlin uçağı için yola çıktık. Havaalanında herşey hallettik polis karakolundan geçeceğiz damgalarımız vurulmuş. Polis "bebeğin vizesi nerede" diye sordu..
Nee vizesi diyerek şaşırdık, çünkü ben ihmal edip seni Avustralya vatandaşlığı için başvurunu yapmadığım için daddy'nin pasaportuna eklettik seni, ve onun oturma izni olduğu için sana vize gerekeceği hiç aklımıza gelmedi.. Bir sürü görüşme, bir ok dediler bir yok olmaz ama en sonunda izin verdiler Berlin polisi ile görüşerek. Bizde sevinerek tekrar polis kontrolüne gittik ama yine sorun çıktı ve biz binemeden uçak kalktı.Biz saat 10'dan sabah 3'e kadar havaalanındaydık ve sen hiç mi hiç zorluk çıkarmadın...Bir meleksin sen..
Bizde ertesi gün vize işlerini hallederiz diye eve dönmeyip Etilerde bir otelde kaldık. Sen ve ben tek kişilik bir yatakta kucak kucağa.. Ama o da olmadı bizde ETS turizm'e gidip "Biz Berlin'e gidemedik, eve de gitmek istemiyoruz bizi bir yerlere gönderin" dedik. Onlarda bizi Belek'te Voyage otele gönderdiler.. Senin ne kadar tatlı olduğunu biz otele gelmeden haber vermişler ve çok sevinelim diye bize çok güzel bir oda ayırmışlar..
Tatil boyunca seni gören herkesten "aaaaaaaaaaaa, ooooooooooooooo, uuuuuuuuuuuuuuu" sesleri yükseldi. Seni sevmek istediler hep ama ben sana birşey olacak diye çok korktum..
En güzeli ne idi biliyormusun ? Sen, ben ve daddy'nin beraber banyo keyfi.. bir de senin biz ne zaman yemek yemeye otursak arabanda uyuman..
Seninle tatil çok güzeldi..Piyano dinletisinde bile daddy'nin omuzuna başını koyup sessiz sessiz izledin...
Bir sonraki Amsterdam tatilinde kadar güzelce dinlenelim bakalım

MY BABY IS 2 MONTHS OLD


ILK UCAK SEYAHATI:

Canım aşkım, ilk uçak seyahatinde havaalanında uyudun, Adana da gözlerini açtın. Ben ise iniş ve kalkışlarda kulağın arayacak diye elimde emzik ile hazır bekliyordum ama sen uyanmadın bile.
Adana dan geri dönüşte daddy erken döndüğü için sen ve ben tek başımıza geldik İstanbul'a. Bu sefer çok uyumadın hatta inişte sanki görüyormuş gibi başını omuzuma dayayıp dışarı baktın. Everyone was so helpful.

ADANA:

Adana'dan unutmayacağım hatıralar:

-Senin gözünü kırpmadan teyzeyi seyredişin.
-Anneannenin "Ben Ela'ya bakacam, Bulent sen Burak'a bak" dediği gün (biz teyze ile dışarıdaydık) senin huysuzlanıp ağlaman ve Burak'ın da Dedo'nun kollarında mışıl mışıl uyumuş olması :P
-Dede'nin kucağında akşamları yatışın, dedenin Burak'ı sevmek için seslendiğinde uzaktan senin tepki vermen. Dedenin "dedooo dedo nerde" deyince dedo'nun sesine araman..
-Dayının "offf ne güzel burası bebek kokuyor demesi..
-Anneannenin oda arkadaşlığı
-Paşamın her an konuşacakmış gibi aguuulamaları, maviş maviş bakışı bi de miş kokusu
-Enişteyi de unutmamak lazım annecim seni yıkadı misler gibi..
-Ya yenge, fındık yenge? Kucağında uyudun, ciciler aldı sana,bir de Burakla ilk beraber gittiğiniz gezme oldu yengenin evi..
-Oooooo en unutulmaması gereken şey ise anne ile teyzenin çikolatalı kurabiye krizleri :))
.
3 hafta boyunca biz oradakilere, onlar da bize çok alıştı ve ayrılmak zor oldu ama Istanbul'a gelmemiz gerekiyordu çünkü daddy de bizi çok özlemişti çook..

Gülücüklerimiz yeni yeni geliyor ama bizim de içimiz eritiyorsun.. Agular, minik çığlıklar, tebesümler, kocaman ağzını açıp tepki vermen offf offff çok güzel çoook..

P:S Mozart eşliğinde uykuya daha rahat dalıyorsun